TÜRKER BULUT, SERTAÇ DEMİREL, SÜMER YAMANER, DURSUN BUĞRA, ALİ AKYÜZ, YILMAZ BÜYÜKUNCU, NECMETTİN SÖKÜCÜ, YUSUF GÖKŞEN

İstanbul Üniversitesi, İstanbul Tıp Fakültesi, Genel Cerrahi ABD, B Servisi, İSTANBUL

Özet

Amaç: Mide kanseri için yapılan total gastrektomi sırasında uygulanan Özofagojejunostomi anastomozu erken dönemde kaçak, cerrahi sınırda tümör kalması, geç dönemde de darlık riski taşımaktadır. Anastomozun elle veya steplerle yapılmasının bu riskleri ne yönde etkilediği retrospektif bir çalışmada incelenmiştir.

Yöntem: Ocak 1992 - Aralık 1998 tarihleri arasındaki 7 yıl içinde 104 hastaya mide karsinomu tanısıyla total radikal gastrektomi + Roux en Y Özofagojejunostomi uygulanmıştır. Kırk iki (% 40) hastada elle, 62 (%60) hastada ise 25 mm'lik sirküler stapler ile anastomoz yapılmıştır.

Bulgular: Hastaların sekizinde (% 7.6) klinik olarak anastomoz kaçağı saptanmıştır, Kaçak saptanan anastomozların yedisinin (% 16.7) elle, birinin ise (% 1.6) stapler ile yapıldığı belirlenmiştir. Histopatolojik inceleme sonucunda yedi hastada (% 6.7) anastomoz hattında tümör hücresi saptanmıştır. Bu anastomozların dördü (%9.5) elle, üçü (%4.8) staplerle yapılan anastomozlardır. Hastaların ameliyattan sonraki takiplerinde (1-5 yıl, ortalama 20 ay) sekiz (% 7.6) hastada anastomoz darlığı saptanmış ve bunlardan üçü (% 7.1) elle, beşi (% 8.1)staplerle yapılmış anastomozlarda meydana gelmiştir. İstatistiksel değerlendirme sonucunda stapler kullanımının, anastomozlarda kaçak oranını anlamlı olarak düşürdüğü ortaya konmuştur (p=O.012).

Sonuç: Mide kanserinde total gastrektomi sonrası yapılacak Özofagojejunostomi de stapler kullanımı, anastomoz kaçağı riskini azaltacağı için tercih edilen yöntem olmalıdır.

Anahtar Kelimeler: TOTAL GASTREKTOMİ, ÖZOFAGOJEJUNOSTOMİ, ANASTOMOZ KAÇAĞI, ANASTOMOZ DARLIĞI