ÖMER TOPÇU, KAAN KARAYALÇIN, TUNCAY ERTUNÇ

Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi, Genel Cerrahi ABD, Hepatobilier Cerrahi Ünitesi, ANKARA

Özet

Koledok kistleri, nadir karşılaşılan bir hastalık olarak bildirilmesine karşın gelişen tanı yöntemleri sayesinde literatürde bildirilen olguların sayısı giderek artmaktadır. Bilier kistler bütün benign bilier hastalıkların yaklaşık %1'ni oluşturur. Bildirilen olguların 2/3'den fazlasını Asyalıların oluşturduğu saptanmıştır, Etyolojide; anormal pankreatik kanal-bilier kanal birleşimi, safra yollarının anormal gelişimi ve safra yollarının anormal otonom innervasyon teorileri suçlanmaktadır. Koledok kistlerinde ana klinik tablo; karın ağrısı, sarılık ve kitleden ibarettir. Bu 3 bulgunun birlikteliği "klasik triad" olarak adlandırılır. Tanıda en çok USG ve ERKP kullanılmaktadır, ERKP alt duktal anatomiyi tanımlama ve spesifik olarak anormal koledokopankreatik kanal birleşimini saptama avantajına sahiptir. Hepatobilier malignitelerinin safra yollan kistleri ile beraber görülme sıklığı %2.5-28 arasında değişmektedir. Son yıllarda birçok koledok kist tipinde; koledok kist eksizyonu ve bilio-enterik Roux-en Y anastomoz yolu ile rekonstrüksiyon ilk tedavi seçeneği olmuştur.

Anahtar Kelimeler: KOLEDOK KİSTLERİ