KAYA YORGANCI, ERHAN HAMALOĞLU, ZAFER ÖNER

Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi, Genel Cerrahi Anabilim Dalı, ANKARA

Özet

Amaç : Kolelitiasis ile eş zamanlı var olan malign bir tümörün fark edilmeyerek, bu hastalara laparoskopik kolesistektomi (LK) yapılması, hasta ve hekim için istenmeyen bir durumdur. Çalışmanın amacı bu malignitelerin niçin gözden kaçtığını tespit etmek ve nasıl önlenebileceğini ortaya koymaktır.

Durum Değerlendirmesi: Laparoskopik kolesistektomi 1987'de ilk tanımlanması ile kısa sürede yaygın kullanım alanı bulmuştur. Ancak bu ameliyatın sık ve kolay yapılır olması, ameliyat öncesi ve sonrası değerlendirme eksikliklerine neden olmakta ve var olan karın içi tümörler gözden kaçabilmektedir.

Yöntem : İki-dokuz ay önce LK yapılmış ve yakınmalarının geçmemesi veya yeni yakınmalarının ortaya çıkması üzerinde kliniğimize başvuran 7 hasta "olgu-kontrol yöntemi" ile değerlendirilmiştir.

Çıkarımlar: Hastaların 4'ünde kolorektal karsinom, 3'ünde pankreas karsinomu tespit edilmiştir. Tüm hastaların semiyolojik incelemelerinde kolelitiaisis'e dayandırılan şikayetlerinde a tipi hakimdir ve gerekli ileri tetkikleri yapılmadan ameliyata alınmıştır.

Sonuçlar : Kolelitiaisis nedeniyle ameliyat edilecek hastalar ameliyat öncesi iyi değerlendirilmeli, yapılacak muayene ve tetkiklerle yakınmalarının kolelitiasise bağlı olduğu konusunda, özellikle yaşlı hastalarda şüpheci davranılmalıdır. Ultrasonografi ile kolelitiasisin tanınması, atipik yakınmaların açıklanması için her zaman yeterli değildir.

Anahtar Kelimeler: LAPAROSKOPİK KOLESİSTEKTOMİ, MALİGN TÜMÖRLER, PANKREAS KARSİNOMU, KOLON KARSİNOMU