ATİLA KORKMAZ, E OKAN HAMAMCI, BÜLENT ÖZCAN, HASAN BESİM, NİLÜFER ERVERDİ

Ankara Numune Hastanesi, 6.Cerrahi Kliniği, ANKARA

Özet

Amaç:Çalışmanın amacı koledokolitiazis açısından preoperatif olarak yüksek risk kriterlerinin saptanması ve bu tür olgularda ERCP sonrasında uygulanan laparoskopik kolesistektominin değerlendirilmesidir.

Durum Değerlendirmesi:Günümüzde taşlı kolesistitli olgularda koledokta taş tespiti açısından kabul edilmiş standart bir risk kriteri mevcut değildir. Bu nedenle gereksiz ERCP girişimlerinde ve buna bağlı olarak da komplikasyonlarda artış olmaktadır. Koledokolitiazis olgularında veya koledok taşı açısından yüksek riskli hastalarda minimal invaziv cerrahinin giderek yaygınlık kazanması, laparoskopik safra yolları eksplorasyonunu gündeme getirmiştir. Ancak yeterli deneyim ve teknik ekipmanın olmaması laparoskopik kolesistektomi ile kombine endoskopik yöntemlerin alternatif bir tedavi yöntemi olarak değerlendirilmesine yol açmıştır.

Yöntem: Daha önceden belirlenen endikasyonlara göre uygulanan ERCP sonuçlan 64 olguda incelenerek çeşitli klinik parametrelerin ve görüntüleme yöntem sonuçlarının koledokolithiazis açısından duyarlık, özgüllük ve pozitif kestirim oranları saptanmıştır. ERCP ile taş ekstraksiyonunun mümkün olduğu veya ana safra yollarının normal olarak bulunduğu olgularda en kısa sürede, tercihen 24-48 saat sonra laparoskopik kolesistektomi uygulanarak ERCP + laparoskopik kolesistektominin sonuçları değerlendirilmiştir.

Çıkarımlar: Çalışmada değerlendirilen alkalenfosfataz, ALT, AST, GGT, direkt bilirübin ve ultrasonografi gibi parametrelerden hiçbirinin koledokolithiazis tanısında yeterli sensitivite, spesifite ve pozitif kestirim oranına sahip olmadığı gözlenmiştir. Bu tür olgularda preoperatif ERCP + laparoskopik kolesistektomi, laparoskopik safra yolları eksplorasyonundaki teknolojik eksiklik ve deneyim yetersizliği giderilinceye kadar optimal yaklaşım olarak gözükmektedir.

Sonuçlar: Koledokolitiazis açısından yüksek riskli olguların tespitinde çeşitli parametrelerin kombine olarak kullanılması gereksiz ERCP sayısını azaltarak taş pozitiflik oranını artıracaktır. Bu olgularda ERCP'yi takiben yapılacak laparoskopik kolesistektomi, laparoskopik safra yollan eksplorasyonu konusundaki deneyim ve teknoloji eksikliği giderilinceye kadar optimal bir tedavi yöntemi olarak gözükmektedir.

Anahtar Kelimeler: ERCP, KOLEDOKOLİTİAZİS, LAPAROSKOPİK KOLESİSTEKTOMİ