SIÇANLARDA HEPATİK İSKEMİ/REPERFÜZYON MODELİ ÜZERİNE SOMATOSTATİN ANALOĞU OKTREOTİD, PROSTAGLANDİN E1 VE DİLTİAZEMİN SİTOPROTEKTİF ETKİSİ
NUH ZAFER CANTÜRK1, CİHAN YILDIRIR1, NİHAT ZAFER UTKAN1, MUSTAFA DÜLGER2
1Cumhuriyet Üniversitesi Tıp Fakültesi, Genel Cerrahi Anabilim Dalı, SİVAS
2Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi, Genel Cerrahi Anabilim Dalı, KOCAELİ
Özet
Karaciğer travma, hepatik malignite ve transplantasyon cerrahisi sırasında iskemik incinmeye maruz kalır. Karaciğerde iskemi sırasında ve sonrasında çeşitli yapısal ve metabolik bozukluklar oluşmaktadır. Yapılan çalışmalarda iskemik dokunun reperfüzyonunda ciddi doku hasarı oluşturduğu saptanmıştır. Bunu önlemek için çeşitli ajanlar denenmiştir. Bu çalışmanın amacı hepatik iskemi/reperfüzyon incinmesi sırasında üç farklı ajanın kullanılabilirliğini araştırmak ve karşılaştırmaktır. Normotermik hepatik iskemi/reperfüzyon modeli kullanılan Wistar Albino tipi sıçanlar sadece laparotomi yapılan grup (SG), kontrol grubu (CG), oktreotid grubu (OG), prostaglandin grubu (PG) ve diltiazem grubu (DG) olarak beş gruba ayrıldı. Son dört gruptan bütün sıçanların karaciğerine 60 dakika iskemi ve 45 dakika reperfüzyon uygulandı. SG ve CG dışında bütün gruplara yukarıdaki ajanlardan biri uygulandı. Deney sonunda biyokimyasal ve histolojik parametreler deney sonunda belirlendi. Bütün sıçanlar deneyden sonra 7 gün izlenip sağkalım zamanı belirlendi.
Çalışmamız ile her üç ajanın da özellikle sağkalım oranını artırarak yararlı olduğunu belirledik. Biyokimyasal parametrelerde yaptıkları düzelmeler de göz ardı edilir nitelikte değildi. En iyi sağkalım oranı DG'de belirlendi (p<0.01), ancak SGPT, alkalen fosfataz ve laktik dehidrogenaz ve bilirübin düzeyi OG grubunda diğer gruplar ile karşılaştırıldığında anlamlı şekilde düşük idi (p<0.01). SGOT değeri PG ve DG'ye göre OG'de anlamlı şekilde büyüktü (p<0.01). Erken safhadaki histolojik değişiklikler fonksiyonel bozuklukla uyumlu değildi.
Sonuçta, hepatik I/R incinme sırasında farklı ajanların karşılaştırılması istatistiki olarak anlamlı değişiklikler saptandı, ancak her ajan için erken safhada biyokimyasal parametreler ile uyumlu sağkalım oranı saptanmadı. Bunlara rağmen postiskemik karaciğer hasarına karşı daha iyi sonuçlar elde etmek için ileri çalışmalara gerek olduğu kanısına vardık.
Anahtar Kelimeler: İSKEMİ/REPERFÜZYON HASARI, KARACİĞER, OKTREOTİD, PROSTAGLANDİN E1-,DİLTİAZEM