RAGIP KAYAR

SSK Tepecik Hastanesi 1. Genel Cerrahi Kliniği, İZMİR

Özet

Fizyolojik değişiklikler sıklıkla selim lezyonları taklit ederek gereksiz meme dokusu eksizyonlarına ve sellim meme patolojilerinin kanserle ilişkisinde çelişkilere yol açmaktadır.

Selim meme lezyonlarının proliferatif düzeyinin ortaya konması; gerçek patolojik lezyonların kanser riskini daha doğru bir şekilde belirlemekte ve fizyolojik değişikliklerin elimine edilmesini sağlamakta çok önemli bir adımdır.

Selim meme patolojilerinin proliferatif düzeyi basit epitel hiperplazi ve atipik hiperplazi olmak üzere iki ana grupta değerlendirilmektedir. Ancak özellikle atipik hiperplazi ile duktal karsinoma arasındaki sınırı belirleyen kriterler tartışmalıdır. Daha yaygın benimsenen Page kriterlerine göre yapılmış çalışmalarda basit hiperplazinin önemli risk artışı yapmadığı (relatif risk 1.3-1.8) ve atipik hiperplazininse ciddi (3.0-4.3) risk artışına yol açtığı bildirilmektedir.

Bodian ve Haagensen kriterlerine göre yapılan geniş bir seride ise atipik hiperplazinin basit hiperplaziye kıyasla artmış riskinin olmadığı (2.1'e karşılık 2.3) bildirilmektedir.

A tipi kriterlerinin standartlaşmayışı sonuçlardaki çelişkinin başlıca nedeni olup farklı kriterlerin kıyaslandığı prospektif çalışmaları ve kriterleri belirlemeye yardımcı yeni göstergelerin rolünün (c-erb p53 ve anjiognez faktörleri) araştırılmasını gerektirmektedir.

Anahtar Kelimeler: ATİPİK HİPERPLAZİ, EPİTEL HİPERPLAZİSİ, PREMALİN LEZYON, SINIR LEZYON, PREKANSERÖZ LEZYON