LAPAROSKOPİK KOLESİSTEKTOMİ GERÇEKTEN "MİNİMAL İNVAZİV" Mİ?
A ÖZDEMİR AKTAN, OĞUZHAN BÜYÜKGEBİZ, CUMHUR YEĞEN, BAHADIR M GÜLLÜOĞLU, RIFAT YALIN
Marmara Üniversitesi Hastanesi, Genel Cerrahi ABD, İSTANBUL
Özet
Açık ve laparoskopik kolesistektomi ameliyatı yapılan iki ayrı hasta grubunda cerrahi stresin boyutunu tespit etmek iğin postoperatif dönemde serum kortizol, büyüme hormonu (BH) ve insülin düzeyleri birbirleri ile karşılaştırıldı. Her iki hasta grubundaki 20'şer hastanın yaş ve cinsiyet dağılımı ile ameliyat süreleri birbirlerinden farklılık göstermiyordu. Açık kolesistektomi yapılan hastalarda ameliyattan sekiz saat sonraki kortizol, BH ve insülin düzeylerinde belirgin bir yükselme gözlendi (p<0.05). Bu grupta ameliyat sonrası yükselmiş olan serum kortizol ve BH düzeyleri postoperatif 48. saatte preoperatif kontrol düzeylerine düştü. Laparoskopik olarak ameliyat edilen hastaların bulunduğu grupta ise ölçülen hormonların tümünün serum düzeyleri arttı ancak içlerinden yanlızca BH'nun yükselmesi anlamlı idi (p<0.05). Yine bu grupta da serum kortizol ve BH düzeyleri postoperatif 48 saat sonunda kontrol değerlerine düştü. Her iki grupta da yükselmiş olan serum insülin düzeyi, postoperatif 24, ve 48. saatlerde belirgin olarak yüksek seyretmeye devam etti (p<0.05). Sonuç olarak serum hormon düzeylerinde de tespit edildiği üzere açık kolesistektomi yapılan hastalarda akut cerrahi stres, laparoskopik yapılanlardan daha fazla oluşmaktadır. Fakat yükselmiş olan hormonların serum düzeylerinin normale dönüş hızı her iki grupta da aynı idi. Burada elde edilen hormonal yanıtlara dayanılarak laparoskopik kolesistektominin "minimal invaziv" bir girişim olduğu görülmektedir.