Bahadır M Güllüoğlu

Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi, Genel Cerrahi Anabilim Dalı, İstanbul

Özet

İleri yaşlardaki kadınlarda meme kanseri görülme hızı daha fazladır. Ancak yaşlı hastalar meme kanseri tedavisi konusunda yapılan çalışmalarda yeterince temsil edilmemektedirler. Bu nedenle yaşlı hastalarda tedavi uygulamaları için kabul görmüş özgün bir kılavuz mevcut değildir. Gerek bu yaştaki hastalarda görülen kanserin klinik ve biyolojik özellikleri, gerekse kişinin azalmış fizyolojik kapasitesi bu yaş grubundaki hastalara yaklaşımı değiştirebilmektedir. Günümüzde önemli oranda ileri yaştaki meme kanseri hastasına standart tedavilerin uygulanmadığı rapor edilmektedir. Bu yaş grubundaki meme kanserinin biyolojik olarak daha az agresif olması, sıklıkla ek hastalıkların bulunması ve hastaların nöral, kardiyovasküler ve solunumsal fizyolojik kapasitelerinin azalmış olması bu yaklaşımı destekleyen unsurlar arasındadır. Çeşitli çalışmalarda ileri yaştaki hastalarda memedeki tümörü çıkarmaksızın primer hormonoterapi olaral tamoksifen verilmesi, meme koruyucu cerrahi sonrası memeye adjuvan radyoterapi verilmemesi ve klinik olarak şüpheli bölgesel lenf nodu tutulum bulgusu olmayanlarda aksillaya herhangi bir girişim yapılmaması sorgulanmıştır. Bu derlemede bugüne kadarki kanıt seviyesi yüksek çalışmalardan elde edilen sonuçlar ışığında yaşlı hastalarda meme kanseri cerrahisinde standart tedavi yaklaşımlarından uzaklaşmanın ne kadar rasyonel bir tutum olabileceği ortaya konmaya çalışılmıştır. Sonuç olarak, fizyolojik rezervleri yeterli olan yaşlı meme kanseri hastalarında standart dışı tedavileri uygulamadan önce geniş örneklemli ve uzun takipli çalışmaların sonucunu beklemek gerekmektedir. Öte yandan yaşam beklentisi kısa, frajil hastalarda ise daha az agresif tedavi yöntemlerinin uygulanması kabul görmektedir.

Anahtar Kelimeler: meme kanseri, cerrahi, primer hormonoterapi, ileri yaş