Abuzer Dirican, Mustafa Ateş, Bülent Ünal, Mehmet Yılmaz, Dinçer Özgör, Sezai Yılmaz

İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi, Genel Cerrahi AD, Malatya, Türkiye

Özet

Amaç: Tüm delici-kesici alete bağlı diyafragma yaralanmaları onarım gerektirmesine karşın, ameliyat öncesi tanı koymak zordur. Bu çalışmanın amacı, DKA bağlı diyafragma yaralanmaları konusunda bir genel cerrahi kliniği olarak deneyimlerimizi aktarmaktır.

Hastalar ve Yöntem: Mart 2000- Haziran 2009 tarihleri arasında, İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Anabilim Dalı'nda tedavi edilen, delici-kesici alete bağlı diyafragma yaralanmalı 18 hastanın kayıtları retrospektif olarak incelendi.

Bulgular: Hastaların 3'ü kadın, 15'i erkek ve yaş ortalamaları 33 (20–69) yıl idi. En sık şikâyetler solunum güçlüğü, karın ve göğüs ağrısıydı. Onbir (%66) hastada diyafragmanın sol tarafında, 6 (%33) hastada sağ tarafında, 1 (%6) hastada ise her iki tarafında yaralanma vardı. On yedi hastaya hastaneye başvurduktan sonra ilk 24 saat içinde orta hat karın insizyonuyla, bir hastaya ise 10 gün sonra lateral torakotomiyle cerrahi müdahale yapıldı. Mortalite, 2 hastada eşlik eden ek organ yaralanmalarına bağlı kanama, bir hastada ise postoperatif gelişen sepsise bağlı olmak üzere 3 (%17) hastada oluştu.

Sonuç: Delici-kesici alete bağlı diyafragma yaralanmalarında ameliyat öncesi tanı koymak zordur. Bu hastalarda yüksek oranda yandaş visseral organ yaralanması mevcuttur. Gövdenin umbilikus ile ksifoid arası seviyesinde karına nafiz bıçaklanmalarda diyafragma yaralanması akılda tutulmalıdır. Bu hastaların karın ameliyatları esnasında her iki hemidiyafragma dikkatlice eksplore edilmelidir.

Anahtar Kelimeler: Delici-kesici alet yaralanması, diyafragma yaralanması