Kadaverik ortotopik karaciğer nakli sonrası gelişen primer (de novo) serviks kanseri olgusu
Zafer Teke, Erdal Birol Bostancı, Murat Ulaş, Musa Akoğlu
Türkiye Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Gastroenteroloji Cerrahi Kliniği, Ankara, Türkiye
Özet
Organ nakli alıcıları, primer (de novo) malignensi gelişimi açısından yüksek risk taşımaktadır. Karaciğer nakli yapılan alıcılarda, yineleyen ya da primer (de novo) malignensiler, enfeksiyöz komplikasyonlardan sonra geç dönemde görülen ölümlerin ikinci sıradaki nedenidir. Solid organ nakilleri sonrası yüksek insidansta lenfoproliferatif hastalık, cilt kanserleri, Kaposi sarkomu ve servikal displazi gibi malignansi durumlarının geliştiği bildirilmiştir. Kronik hepatit B virüs enfeksiyonuna bağlı karaciğer sirozu tanısıyla kadaverik ortotopik karaciğer nakli yapılan 46 yaşındaki kadın hastamıza, organ naklinden 19 ay sonraki rutin jinekolojik muayenesi sırasında alınan Pap-smear testinde şiddetli servikal displazi saptanması ve serviksten alınan kolposkopik biyopsi sonucunun skuamöz hücreli karsinom olarak rapor edilmesi üzerine, jinekolojik onkoloji kliniği tarafından radikal histerektomi ameliyatı (Wertheim prosedürü) yapıldı. Radikal histerektomi materyalinin histopatolojik incelemesinde, büyük hücreli keratinize tipte skuamöz hücreli serviks karsinomu olduğu bildirildi. Hastalık evresi IIIb idi. Bunun üzerine, hastamıza, adjuvan tedavi olarak sisplatin ile kemoterapi başlandı ve pelvise eksternal radyoterapi ile vajinal intrakaviter brakiterapi uygulandı. Hastamız, tedaviye alınan yanıt açısından tedavi sonrasında her 3 ayda bir tekrarlanan jinekolojik muayene ile değerlendirildi ve tam yanıt elde edildiği görüldü. Hastamızın tüm vücut 18F-fluorodeoksiglukoz pozitron emisyon tomografisinde herhangi bir patolojik tutuluma rastlanmadı. Karaciğer nakli sonrası 33'üncü ayını ve radikal jinekolojik cerrahi sonrası 14'üncü ayını tamamlayan hastamızın herhangi bir yakınması bulunmamaktadır. Karaciğer nakli uygulanan kadın hastaların, serviks kanseri açısından yıllık Pap-smear testi ve pelvik muayene ile taranması gerekmektedir. Jinekolojik malignite gelişimi açısından yüksek risk taşıyan karaciğer alıcılarına (özgeçmişinde kanser öyküsü olanlar veya altta malignansiye yatkınlık gösteren bir hastalığı olanlar), kolposkopi dahil olmak üzere çok yakın takip uygulanmalıdır.
Anahtar Kelimeler: Karaciğer nakli, serviks kanseri, takrolimus, servikal smear