Cem Terzi, Sanem Güler

Dokuz Eylül Üniversitesi Genel Cerrahi AD, İZMİR

Özet

Amaç: Temiz cerrahi işlemlerde, yabancı cisim implantasyonu ve enfeksiyon olasılığının hasta için ciddi sonuçlar doğuracağı ameliyatlarda antimikrobiyal profilaksi kullanımı giderek yaygınlaşmıştır. Ancak, yakın zamanlı bir Cochrane meta-analizi sonucunda antimikrobiyal profilaksinin yama kullanılan ya da yama kullanılmadan gerçekleştirilen kasık fıtığı onarımlarında önerilemeyeceği gibi reddedilemeyeceği de belirtilmiştir. Genel cerrahide, yama kullanılan kasık fıtığı onarımı, en sık uygulanan cerrahi işlemlerden biridir. Bu cerrahi girişimde antimikrobiyal profilaksinin gerekli olup olmadığı konusunun çözümü, profilaktik amaçlı antibiyotik kullanımının yol açtığı maliyet artışından ve bakteriyel direnç gelişimine katkısından dolayı oldukça önemlidir. Literatürdeki yama kullanılan kasık fıtığı onarımlarında antimikrobiyal profilaksinin cerrahi alan efeksiyonları üzerindeki etkisini prospektif randomize kontrollü çalışma tasarımıyla araştıran tüm çalışma sonuçları havuzlandığında, profilaksi grubunda cerrahi alan enfeksiyonu oranı anlamlı olarak daha azdır. Bu nedenle cerrahlar, yama kullanacakları kasık fıtığı onarımlarında antimikrobiyal profilaksi uygulamalıdır. Yerleşik kılavuzlarda da yer alan bu öneriden vazgeçilmesi için henüz güçlü bir kanıt yoktur.

Anahtar Kelimeler: Kasık fıtığı onarımı, temiz cerrahi, yama, antimikrobiyal profilaksi

Nazokomiyal enfeksiyonların en sık ikinci nedeni cerrahi alan enfeksiyonları (CAE)'dır[1,2]. Her yıl Amerika Birleşik Devletleri (ABD)'nde yapılan yaklaşık 30 milyon ameliyatın %2‘sinden fazlasında CAE gelişmektedir[2-6]. Temiz karın dışı ameliyatlar geçiren hastaların %2-5'inde, karın ameliyatları geçirenlerin %20'sinde CAE gelişmektedir[6]. ABD Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezi'nin tahminine göre yılda ortalama 500.000 CAE oluşmaktadır[7]. CAE gelişen hastalar, gelişmeyenlere kıyasla %60 oranında daha fazla olasılıkla yoğun bakıma yatmaktadır, tekrar hastaneye yatma olasılıkları beş kat daha fazladır ve ölüm riski iki kat artmıştır[8]. CAE gelişen hastalarda sağlık harcamaları belirgin olarak artar[1,8-11]. CAE, hastanede kalış süresini ortalama 7 gün uzatır ve yaklaşık 3000 $ maliyet artışına neden olur. Kalp ya da ortopedik cerrahi ameliyatlarında CAE'ye bağlı maliyet artışı 30.000 $'ı aşabilmektedir[10,12-14]. Bu nedenle, başta amtimikrobiyal profilaksi olmak üzere CAE önlemeye yönelik girişimler çok önemlidir.

Temiz Cerrahi ve Antimikrobiyal Profilaksi

İngiltere Ulusal Araştırma Komitesi, 1964 yılında CAE riskini öngörebilmek amacıyla cerrahi yaralar için bir sınıflandırma geliştirdi[1) temiz;(2) temiz - kontamine;(3) kontamine ve(4) kirli, enfekte yaralar (Tablo 1)[16]. Temiz yaralar akut enflamasyonla komplike değildir; mide, barsak, safra yolu, genitoüriner sistem ve hava yolları gibi kontamine boşluklar etkilenmez; septik materyalle temas olmaz ve içi boş organlar açılmadan aseptik teknik korunur. Temiz cerrahi hemen her zaman elektif ve steril koşullar altında gerçekleştirilir. Elektif kasık fıtığı onarımı, temiz cerrahi işlemlere iyi bir örnektir. CAE riski çok azdır ve genellikle ameliyat alanından, cerrahi ekipten ya da daha sıklıkla cilt florasından bulaş sonucu gerçekleşir. En sık karşılaşılan patojen Staphylococcus aureus'tur. Diğer klinik değişkenlere bağlı olmakla birlikte, temiz cerrahide CAE riski %2 ya da daha azdır[17].

Tablo 1: Cerrahi yaraların geleneksel sınıflaması[16]

CAE' nin önlenmesinde antimikrobiyal profilaksinin etkinliği 1960'lı yıllarda kanıtlanmış ve sonrasında yapılan çalışmalarda bu yarar teyit edilmiştir[18-24]. Altemeier 25 1976 yılında, yukarıdaki yara tiplerini dikkate alarak bir antibiyotik profilaksi kılavuzu hazırladı. Temiz yara cerrahisinde profilaksi gereksiniminin, ancak, protez ya da yama yerleştirilmesi durumunda ya da kardiyotorasik, ortopedik, nöroşirurjik, damar cerrahisi gibi enfeksiyon gelişmesinin hastayı ciddi risk altına sokacağı durumlarda endike olduğu belirlendi[26]. Temiz - kontamine ve kontamine cerrahide ise rutin antibiyotik profilaksisinin yararları yaygın kabul görmüştür[27]. Doğru bir antimikrobiyal profilaksi yaklaşımı, endikasyonu olan ameliyatlarda uygulanması, güvenli ve etkili antibiyotik kullanılması, antibiyotiğin ameliyat boyunca etkin doku ve serum düzeyi sağlaması, uzun süren ameliyatlarda antibiyotik dozunun tekrarlanması ve uygulamanın 24 saati geçmemesi özelliklerini içerir[6,16,20,28].

Profilaktik antibiyotik endikasyonu, seçimi ve kullanımı için birçok kılavuz mevcuttur[16,28-32]. İyi planlanmış prospektif randomize çalışmaların ışığı altında, profilaktik antibiyotik seçimi, uygulama zamanlaması ve yolu standardize edilmiştir[33]. Antimikrobiyal ajanın seçimi ve zamanlaması için üzerinde uzlaşılmış öneriler mevcutsa da kılavuzlar arasında ciddi çelişkililer söz konusudur[34]. Genel olarak, prostetik materyal kullanılacak temiz cerrahi işlemlerde ve temiz kontamine cerrahide ameliyat kesisinden hemen önce -anestezi indüksiyonu sırasında- sefazolin gibi birinci kuşak bir sefalosporinin tek doz olarak ve intravenöz yoldan kullanımı önerilmektedir. Ek doz, ameliyatın 2-3 saati aşması durumunda gereklidir. Yakın zamanda, profilaktik antibiyotiklerin uygulanış yolunu sorgulayan çalışmalar yayınlandı; oral uygulamanın daha düşük maliyetli, daha basit ve etkin bir yol olduğu öne sürüldü[35,36]. Temiz cerrahi işlemlerde rutin antimikrobiyal profilaksinin gerekli olup olmadığı başka bir tartışma alanıdır. Antimikrobiyal profilaksinin protez yerleştirilmediği sürece, temiz cerrahi için gereksiz olduğu düşünülmekteyse de bazı çalışmalar, antibiyotik profilaksi kullanımının meme ameliyatları[33,37-39], fıtık onarımı[40], travma[41], damar cerrahisi[42,43], gibi diğer temiz cerrahi tiplerine genişletilmesini desteklemektedir. Profilaktik antibiyotik kullanımının önemli tıbbi ve ekonomik sonuçları vardır. Antibiyotikler, alerjik reaksiyon ya da süper enfeksiyon geliştirme riskine sahiptir ve bakteriyel direnç gelişimine katkıda bulunabilir[44]. Hastanelerdeki toplam antibiyotik tüketiminin %30-50'si profilaktik amaçla olmaktadır[45,46]. Bu nedenle gereksiz antimikrobiyal profilaksiden kaçınmak; olası istenmeyen etkilerden ve maliyet artışından korunmak, cerrahları ilgilendiren temel konulardan biri olmalıdır.

Kasık Fıtığı Onarımı ve Cerrahi Alan Enfeksiyonları

Kasık fıtığı ameliyatı, genel cerrahi birimlerinde en sık uygulanan ameliyatlardan biri olup, tüm cerrahi girişimlerin yaklaşık üçte birini oluşturmaktadır[47]. ABD ve Avrupa‘da her yıl 700.000 adet fıtık onarımı gerçekleştirilmektedir[48]. Lichtenstein yöntemi olarak bilinen gerilimsiz, yama ile fıtık onarımı, birçok randomize çalışma ve meta-analizlerde uygulanması kolay, nüks riskinin düşük ve hasta konforunun yüksek olduğu ameliyat yöntemi olarak belirlenmiştir. Bu teknik kasık fıtığı onarımında, dünya çapında altın standart uygulama olarak kabul görmüştür[49-51]. Morbiditesi oldukça düşük olan Lichtenstein ameliyatının, yama ile ilişkili olarak seroma oluşumu, kronik şiddetli ağrı, yamanın konulduğu alandan başka bir alana yer değiştirmesi, yama reddi ve yama enfeksiyonları gibi komplikasyonları söz konusudur.

Tüm diğer yaralar gibi, fıtık onarımında da yara enfeksiyonları, iki grupta incelenebilir; yalnız cilt ve cilt altı dokuyla sınırlı, ameliyat sonrası 30 gün içerisinde saptanan yüzeysel insizyonel cerrahi alan enfeksiyonları (yCEA) ya da fasya / kas gibi derin yumuşak dokuları etkileyerek, implant varlığında ameliyattan sonra bir yıla kadar kendini gösterebilen derin cerrahi alan enfeksiyonları (dCAE)[52]. Kasık fıtığı onarımı sonrası görülen CAE'nın çoğu yüzeysel enfeksiyonlardır. Bu nedenle çok ciddi bir sorun oluşturmazlar. Genellikle, antibiyotik tedavisi ile birlikte ya da tek başına basit drenaj ile kolaylıkla tedavi edilirler. Aksine, dCAE'nin tedavisi zordur ve çoğunlukla hastane yatış süresinde uzama, ek girişimler ve hatta tekrar ameliyat gerektirir. Mann ve ark.[53], Taylor ve O'Dwayer[54], enfekte kasık fıtığı yamalarının seyri ile ilgili literatürü incelemiş ve bu durumun ender olarak yamanın tamamıyla çıkarılmasını gerekli kıldığı sonucuna varmışlardır. dCAE, zamanla derinleşen yüzeysel enfeksiyonlar olarak başlayabilmektedir. Bu durum, cerrahi alan enfeksiyonları sayısının genel olarak azaltılmasının önemini vurgular[40,55] yCEA çok ciddi bir problem değilse de sık görülen önemli bir sağlık sorunudur.

Kasık Fıtığı Onarımında Cerrahi Alan Enfeksiyon Oranlarının Anilizindeki Sorunlar

Elektif kasık fıtığı onarımı temiz bir cerrahi işlemdir. Kasık fıtığı onarımından sonra cerrahi alan enfeksiyon oranı %2 ‘den daha fazla olmamalıdır[28,29,56,57]. Ancak, uygun izlem protokolü olan farklı çalışmalarda bildirilen cerrahi alan enfeksiyon oranları %0,1 kadar düşük, %10 kadar yüksek olabilmektedir[58,59]. Ortalama yara enfeksiyonu oranının %4 civarında olduğu tahmin edilmektedir.[47,60] Birçok kasık fıtığı onarımı serisinde yara enfeksiyon oranları bazı nedenlerden dolayı gözlenenden daha az bildirilmektedir. Fıtık ile ilgili enfeksiyonların analizinde karşılaşılan sorunlar; çalışma tasarımı (retrospektif, randomizasyonsuz/prospektif randomize), izlem yöntemleri (cerrahi ekip/bağımsız gözlemci), yara enfeksiyonunun tanımı (tanımlanmamış/uluslararası standart tanım), izlem süresi (bir hafta/bir yıl), ameliyat tipi (yamalı onarım/yamasız onarım) ve olgu sayısı ile cerrah ve merkezlerin deneyimi (tek cerrah ve tek merkez/ deneyimsiz cerrah ve çok sayıda hastane) gibi konulardaki farklılıklardan kaynaklanmaktadır[61]. Birçok çalışmada yara enfeksiyonu tanımı benzer değildir. Lichtenstein ekibi, binlerce fıtık onarımında rutin olarak polipropilen yama kullanmıştır ve çalışmalarında çok ender olarak enfeksiyon bildirmiştir[62-67]. Ancak, bu çalışmaların hiçbirinde yara enfeksiyonu tanımı yapılmamıştır. Simchen ve ark.[68], 23 cerrahi kliniğinde prospektif olarak yara enfeksiyonlarını analiz ederek, oranın %1,2 ile %7,6 arasında değiştiğini saptamıştır[68]. İzlemin yöntemi ve süresi de önemlidir. Taburcu edildikten sonra hastaların çoğu ameliyatı yapan cerrah tarafından görülmemektedir. Günümüzde fıtık ameliyatlarının çoğu tek günlük cerrahi uygulama olarak gerçekleştirildiğinden hastanede yara yeri enfeksiyonu tanısı konması neredeyse olanaksızdır. Bailey ve ark.[59] bir çalışmalarında, yara enfeksiyonu açısından taburculuk sonrası izlemin önemli olduğunu açıkça göstermişlerdir. Bu çalışmada, 510 elektif fıtık onarımı uygulanan hastanın hastane kayıtlarına göre %3 olan yara enfeksiyonu oranı daha ayrıntılı sorgulama tekniklerinden elde edilen ek bilgilerle %9'a yükselmiştir[59]. Çok merkezli 2669 hasta içeren yeni bir çalışmada, kasık fıtığı onarımı sonrası genel CAE oranı, %5,3 olarak bildirilmiştir 69. Bu çalışmada, hastaneler arası enfeksiyon oranları %0 ile %14,6 arasında değişkenlik göstermiştir.

Yama Kullanılan Kasık Fıtığı Onarımında Antimikrobiyal Profilaksisi Gerekli midir?

Temiz cerrahi işlem olarak sınıflandırılan kasık fıtığı onarımında, yama kullanımı teorik olarak enfeksiyon riskinde artışı beraberinde getirmektedir. Risk taşımayan hastaların yamasız fıtık onarımı için rutin antibiyotik profilaksisi önerilmemektedir[16,29,56,57]. Öte yandan yama kullanılan onarımlarda antimikrobiyal profilaksi uygulanmasına temel oluşturacak klinik kanıt çok azdır[55]. Yama kullanılan bazı geniş serilerde CAE oranının % 0 olarak bildirilirken[70-71] yama kullanılmadan gerçekleştirilen fıtık onarımlarını içeren serilerde CAE oranının %10 civarında bildirilmesi çelişkili bir duruma yol açmaktadır[50-59,72]. Yamalı ve yamasız fıtık onarımlarını kıyaslayan 15 randomize çalışmanın değerlendirildiği bir sistematik derlemede, gruplar arası enfeksiyon oranında farklılık saptanmamıştır 49. Bir başka çalışmada yara yeri enfeksiyonu gelişen hastaların %72'sine taburculuktan sonraki 4-6 haftalık izlem döneminde tanı konulduğu saptanmıştır[72]. Bu bulgu, antimikrobiyal profilaksinin, ameliyatın birinci haftasından sonra gelişme olasılığı olan bir enfeksiyonu önleyip önleyemeyeceğinin sorgulanmasına yol açmıştır[73]. Yama enfeksiyonu riski ve sonuçları göz önüne alındığında yama kullanılan fıtık onarımında antibiyotik profilaksisi yapılması, yamasız onarımlardan daha önemli olabilir. Yapılan araştırmalarda cerrahların %50'sinin fıtık onarımında antimikrobiyal profilaksi uyguladığı saptanmıştır[74-76].

Yama Kullanılan Kasık Fıtığı Onarımında Antimikrobiyal Profilaksi Üzerine Çalışmalar

Cochrane meta-analizinde[77] -2003 yılında yayınlanan- kasık fıtığı onarımlarında antimikrobiyal profilaksinin yeri ayrıntılı biçimde incelenmiştir Cochrane meta-analizine, kriterleri karşılayabilen 8 çalışma alınmıştır (profilaksi grubu:1421, kontrol grubu:1486 olmak üzere toplam 2907 kasık fıtığı onarımı meta- analize dahil edilmiştir)[37,40,54,78-82]. Bu çalışmalar iyi tasarlanmış, karşılaştırmalı, randomize ve kör çalışmalardır. Altı çalışmada[37,54,78,79,81,82] yazarlar antibiyotik profilaksisini yararlı bulmazken, diğer iki çalışmada yararlı olduğu saptanmıştır[40,80]. Sekiz çalışmanın üçünde fıtık onarımında yama[40,81,82] kullanılmışken, diğer beş çalışmada yamasız onarım teknikleri uygulanmıştır[37,54,78-80] Seçilen çalışma sonuçlarındaki farklılıklar nedeniyle meta-analiz ikna edici bir neticeye ulaşamamıştır[37,40,54,78-82]. Özellikle yama kullanılan elektif kasık fıtığı onarımında antibiyotik profilaksisinin önerilmesi ya da bundan vazgeçilmesi için literatürdeki çalışmaların yetersiz olduğu ve ileri çalışmaların gerektiği sonucuna varılmıştır.

Cochrane meta-analizinde sekiz çalışma havuzlandığında, belirgin heterojenite saptanmamıştır (p=0.18). CAE oranı profilaksi grubunda %2.88, kontrol grubunda ise %4,3 olarak hesaplanmıştır (‘odds ratio':0.65, %95 güven aralığı 0.35-1.21). Yama kullanılarak yapılan fıtık onarımlarını içeren çalışmaların ayrı bir analizi mümkün olmamıştır. Çünkü bu çalışmaların sonuçları birbirinden belirgin olarak farklıdır (anlamlı heterojenite p= 0.07)[77].

Meta-analiz, geniş, iyi tasarlanmış, randomize kontrollü çalışmaların yerini alacak mükemmellikte bir araştırma tipi değildir. CAE üzerinde antimikrobiyal profilaksinin etkisini değerlendirebilecek en iyi araştırma tipi randomize kontrollü çalışmadır. Ancak, prospektif, randomize, kör bir çalışmanın iki grup arasındaki %50'lik farkı ortaya koyması ve gerekli istatistiksel güce sahip olması için her tedavi kolunda en az 800 hasta içermesi gerekmektedir (temiz cerrahi işlemlerde karşılaşılan %4'lük gerçek CAE oranının antimikrobiyal profilaksi ile %2 gibi daha küçük bir orana düşürülmesi hipotezinde).

Cochrane meta-analizi yayınlandıktan sonra, yama kullanılan kasık fıtığı onarımında sistemik antibiyotik profilaksisinin CAE'ye etkisini değerlendiren üç prospektif kontrollü randomize çalışma daha yayınlandı[55,83,84]. Bu üç çalışmadan biri olan çok merkezli çift kör, plasebo kontrollü, randomize Hollanda çalışmasının gücü (α=0.05, β=%80 çift taraflı) antibiyotik profilaksisinin yara enfeksiyon oranını %4'ten, %1'e düşüreceği varsayımı temel alınarak hesaplanmıştır 83. Hesaplanan örnek büyüklüğü 978 hasta olarak belirlenmiştir. Bu geniş çalışmada (n=1040) antibiyotik profilaksisi alan grup (CAE oranı %1,6) ile plasebo alan (CAE oranı %1,8) grup arasında yara enfeksiyonu oranı açısından anlamlı fark saptanmamıştır (p= 0.57). Yazarlar düşük riskli hastalarda antimikrobiyal profilaksinin endike olmadığı ve yama kullanılan primer kasık fıtığı onarımında profilaksi kullanımının maliyet etkin bir yaklaşım olmadığı sonucuna varmışlardır[83]. Yazarlar her ne kadar hasta başına maliyet kazancını küçük (13,4 €) bulsalar da, düşük riskli birçok hastaya kasık fıtığı onarımı uygulandığı (tahmini olarak tüm onarımların %70'i) gerçeği nedeniyle Avrupa ve Amerika'da kasık fıtığı onarımında antibiyotik profilaksisinden vazgeçilmesi halinde yılda 10 milyon € tasarruf edilebileceğini öne sürmüşlerdir. Ancak bu çalışma birtakım kısıtlılıklara sahiptir. Çalışma hastaları düşük ve yüksek risk grubu olarak sınıflandırmadığı gibi, 35 yaş altı hastalar çalışmaya yer alınmamıştır. Tek değişkenli analizler yalnızca yara enfeksiyon riski taşıyan hastalara uygulanmış ve bağımsız risk faktörleri olarak uzun ameliyat süresi, çift taraflı fıtık onarımı ve 60 yaş üzerinde olma belirlenmiştir. Seride kadınlarda daha fazla enfeksiyon görüldüğü saptanmış, ancak bu durumu açıklayacak bir neden öne sürülememiştir. 12 haftalık izlem süresi yeterli değildir. Obezite, antimikrobiyal profilaksi için önemli faktörlerden biri olmasına rağmen çalışmada hastaların vücut kitle indeksleri kaydedilmemiştir[85].

Diğer iki çalışma[55,84] maalesef sağlam sonuçlara ulaşacak yeterlilikte olmayan hasta sayısı ve istatistiksel güçle gerçekleştirilmiştir. Perez ve ark 55, plasebo grubundaki %3,9'luk (7 /180) orana kıyasla antibiyotik grubunda CAE oranını %2,2 (4/180) olarak bulmuşlardır (p=0.54). Çalışmacılar sonuçların yama kullanılan kasık fıtığı onarımında antimikrobiyal profilaksiyi desteklemediği konusunda birleşmişlerdir. Çalışmanın gücü yara enfeksiyonu oranındaki %6'lık farkın saptanması temel alınarak hesaplanmıştır, ancak diğer birçok çalışmada görüldüğü gibi yara enfeksiyon oranı çok düşüktür. Bu çalışmada tip 2 hata mevcuttur: Çalışmada gruplar arasında ortaya çıkan CAE oranlarındaki1.7'lik farkın saptanması için sadece %17'lik güce sahiptir. Oysa enfeksiyon oranındaki %1,4'lük farkı %80 güçle saptamak için her grupta 1390 hasta olması gerekmektedir[55].

Celdran'ın çalışması 84 sadece 89 hasta içermektedir. Plasebo grubundaki %8'lik oranına kıyasla antibiyotik grubunda %0 CEA oranı tespit edilmiştir (p=0.059). Yama kullanılan kasık fıtığı onarımında antimikrobiyal profilaksinin rutin kullanımının mantıklı olduğu sonucuna varılmıştır. Bu çalışma başlangıçta daha çok hasta içermek üzere planlanmıştır. Ancak plasebo grubunda karşılaşılan yüksek yara yeri enfeksiyonu oranı nedeniyle erken sonlandırılmıştır. Bu çalışma da yeterli istatistiksel güce sahip değildir.

Biz, Cochrane meta-analizinde yer alan ve bu meta-analizden sonra yayınlanan konu ile ilgili tüm çalışmaları birlikte inceledik. Yama kullanılan kasık fıtığı onarımında plasebo/tedavisiz grupla antimikrobiyal profilaksi grubunu kıyaslayan tüm prospektif randomize çalışmalar Tablo 2'de listelenmiştir[40,55,81-84]. Her ne kadar 4 çalışma plasebo ile profilaksi grubu arasında anlamlı farklılık göstermese de[55,81-83], tüm çalışmalar kombine edildiğinde fark anlamlı hale gelmektedir (x2=6.561, p=0.01). Bu analiz, yama uygulanan kasık fıtığı onarımında antimikrobiyal profilaksinin CAE'yi anlamlı olarak azalttığını otaya koydu[86].

Bizim tasarımı farklı olduğu için analize dahil etmediğimiz yeni yayınlanan bir başka çalışmanın sonuçları da bu bulguyu destekler niteliktedir[69]. Kasık fıtığı onarımının ardından taburculuk sonrası hastaların CAE için taranmasında telefon görüşmelerinin etkinliğini araştıran bu geniş, prospektif çalışmada 2665 hastanın, 2432'sine yama uygulanmıştır (%91,3). Antimikrobiyal profilaksi uygulandığında CAE insidansı %4,2 (77/1838) ve profilaksi uygulanmadığında %7,6 (63/827) olarak saptanmıştır (x2= 13,4, 1d.f., p=0.002). Bu çalışmada CAE oranı ile anlamlı ilişkisi olan faktörlerin, profilaktik antibiyotik kullanımı ve kısa ameliyat süresi olduğu gösterilmiştir[69].

Yama Kullanılan Kasık Fıtığı Onarımlarında Antimikrobiyal Profilaksi Uygulanmalıdır Sonuç olarak, mevcut tıbbi literatür incelendiğinde yama kullanılan kasık fıtığı onarımlarında antimikrobiyal profilaksi uygulanmasının gereksiz olduğunu destekleyecek güçlü kanıtlar yoktur. Yerleşik kılavuzlarda[16,28-32] yer alan standart öneriden vazgeçilmesini haklı kılacak güçte kanıtlara ulaşılana dek yama kullanılacak her kasık fıtığı onarımında ya da yamasız kasık fıtığı onarımı yapılacak hastalarda risk faktörü varsa antimikrobiyal profilaksi uygulamalıdır.

Kaynaklar

  1. Burke JP. Infection control-a problem for patient safety. Engl J Med 2003;348:651-656.
  2. National Nosocomial Infections Surveillance (NNIS) report, data summary from October 1986–April 1996, issued May 1996: a report from the National Nosocomial Infections Surveillance (NNIS) System. Am J lnfect Control 1996;24: 380–388.
  3. Delgado-Rodriguez M, Sillevo-Arenas M, Mediha- Cuadros M, Martinez-Gallego G. Nosocomial infections in surgical patients: comparison of two measures of intrinsic patient risk. Infect Control Hosp Epidemiol 1997;18:19-23.
  4. Horan TC, Culver DH, Gaynes RP, et al. Nosocomial infections in surgical patients in the United States, January 1986–June 1992: National Nosocomial Infections Surveillance (NNIS) System. Infect Control Hosp Epidemiol 1993;14: 73-80.
  5. Wallace WC, Cinat M, Gornick WB, et al. Nosocomial infections in the surgical intensive care unit: a difference between trauma and surgical patients. Am Surg 1999;69: 987-990.
  6. Auerbach AD. Prevention surgical site infections. In: Shozania KG, Duncan BW, McDonald KM et al, editors. Making health care safer: a critical analysis of patient safety practices. Evidence Report/ Technology Assessment 43. AHRQ Publication 01-EO58. Rockville, MD: Agency for Healthcare Reasearch and Quality; 2001. p. 221-244.
  7. Wong ES. Surgical site infection. In: Mayhall DG, editor. Hospital epidemology and infection control. 2nd ed. Lippincott, PA: Williams & Wilkins; 1999. p. 189-210.
  8. Kirkland KB, Briggs JP, Trivette SL, et al. The impact of surgical site infections in the 1990s: attributable mortality, excess length of hospitalization and extra costs. Infect Control Hosp Epidemiol 1999;20:725-730.
  9. Martone WJ, Jarvis WR, Culver DH, et al. Incidence and nature of endemic and epidemic nosocomial infections. In: Bennett JV, Brachman PS, editors. Hospital infections. 3rd ed. New York: Little, BrownMedical Division; 1992. p. 577-596.
  10. Hollenbeak CS, Murphy D, Dunagan WC, et al. Nonrandom selection and the attributable cost of surgical-site infections. Infect Control Hosp Epidemiol 2002;23:174-176.
  11. Perencevich EN, Sands KE, Cosgrove SE, et al. Health and economic impact of surgical site infections diagnosed after hospital discharge. Emerg Infect Dis 2003;9:196-203.
  12. Jenney AW, Harrington GA, Russo PL, et al. Cost of surgical site infections following coronary artery bypass surgery. Aust NZ J Surg 2001;71:662-664.
  13. Whitehouse JD, Friedman ND, Kirkland KB, et al. The impact of surgical site infections following orthopedic surgery at a community hospital and university hospital: adverse quality of life, excess length of stay and extra cost. Infect Control Hosp Epidemiol 2002;23:183-189.
  14. Fry DE. The economic cost of surgical site infection. Surg Infect (Larchmt) 2002;3(Suppl 1):337-343.
  15. Howard JM, Barker WF, Culbertson WR, et al. Postoperative wound infections: the influence of ultraviolet irradiation on the operating room and of various factors. Ann Surg 1964; 160(Suppl):1-192.
  16. Mangram AJ, Horan TC, Pearson ML, et al. Guideline for the prevention of surgical site infection. Infect Control Hosp Epidemiol 1999;20:247-280.
  17. Fry DE. Basic aspects of and general problems in surgical infections. Surg Infect (Larchmt) 2001;2(Suppl 1):3-11.
  18. Miles AA, Miles EM, Burke J. The value and duration of defense reactions of the skin to the primary lodgement of bacteria. Br J Exp Pathol 1957;38:79-96.
  19. Burke JF. The effective period of preventive antibiotic action in experimental incisions of dermal lesions. Surgery 1961;50:161-168.
  20. Polk Jr HC, Lopez-Major JF. Postoperative wound infection: a prospective study of determinant factors and prevention. Surgery 1969;66:97-103.
  21. Stone HH, Hooper CA, Kolb LD, et al. Antibiotic prophylaxis in gastric, biliary and colonic surgery. Ann Surg 1976;184: 443-492.
  22. Polk Jr HC, Trachhtenberg L, Finn MP. Antibiotic activity in surgical incisions: the basis for prophylaxis in selected operations. JAMA 1980;244:1353-1354.
  23. Di Piro JT, Vallner JJ, Bowden TA, et al. Intraoperative serum and tissue activity of cefazolin and cefoxitin. Arch Surg 1985;120:829-832.
  24. Classen DC, Evans RS, Pestotnik SL, et al. The timing of prophylactic administration of antibiotics and the risk of surgical-wound infection. N Engl J Med 1992;326:281-286.
  25. Altemeier WA. Postsurgical infections. Antibiot Chemother 1976;21:11-31.
  26. Bergamini TM, Polk Jr HC. The importance of tissue antibiotic activity in the prevention of operative wound infection. J Antimicrob Chemother 1989;23:301-313.
  27. Olson MM, Lee JJ. Continuous, 10-year wound infection surveillance. Results, advantages, and unanswered questions. Arch Surg 1990;125:794-803.
  28. Dellinger EP, Gross PA, Barrett TL, et al. Quality standard for antimicrobial prophylaxis in surgical procedures: Infectious Diseases Society of America. Clin Infect Dis 1994;18: 422-427.
  29. Page CP, Bohnen JM, Fletcher JR, et al. Antimicrobial prophylaxis for surgical wounds: guidelines for clinical care. Arch Surg 1993;128:79-88.
  30. Antimicrobial prophylaxis in surgery. Med Lett Drugs Ther 2001;43:92_97[Published erratum in Med Lett Drugs Ther 2001;43:108].
  31. ACCOG Committee on Practice Bulletins. Antibiotic prophylaxis for gynecologic procedures. ACOG Practice Bulletin 23. Washington, DC: American College of Obstetricians and Gynecologists; 2001.
  32. Gilbert DN, Moellering RC, Sande MA. The Sanford guide to antimicrobial therapy. 33rd ed. Hyde Park, VT: Antimicrobial Therapy Inc.; 2003. p. 123_124.
  33. Antimicrobial prophylaxis in surgery. Med Lett Drugs Ther 1999;41:75_80. 34. Bratzler DB, Houck PM, for the Surgical Infection Prevention Guidelines Writers Workgroup. Antimicrobial prophylaxis for surgery: an advisory statement from the National Surgical Infection Prevention Project. CID 2004;38:1706-1715.
  34. Terzi C, Kılıc¸ D, U¨nek T, et al. Single-dose oral ciprofloxacin compared with single-dose intravenous cefazolin for prophylaxis in inguinal hernia: a controlled randomized clinical study. J Hosp Infect 2005;60:340-347.
  35. Kuzu MA, Hazinedaroglu S, Dolalan S, et al. Prevention of surgical site infection after open prosthetic inguinal hernia repair: efficacy of parenteral versus oral prophylaxis with amoxicillin- clavulanic acid in a randomized clinical trial. World J Surg 2005;29:794-799.
  36. Platt R, Zalenik DF, Hopkins CC, et al. Perioperative antibiotic prophylaxis for herniorrhapy and breast surgery. N Engl J Med 1990;322:153-160.
  37. Rotstein C, Ferguson R, Cummings KM, et al. Determinants of clean surgical wound infections for breast procedures at an oncology center. Inf Control Hosp Epidemiol 1992;13:207-214.
  38. Platt R, Zucker JR, Zaleznik DF, et al. Prophylaxis against wound infection following herniorrhapy of breast surgery. Inf Dis 1992;166:556-560.
  39. Yerdel MA, Akın EB, Dolalan S, et al. Effect of single- dose prophylactic ampicillin and sulbactam on wound infection after tension-free inguinal hernia repair with polypropylene mesh. Ann Surg 2001;233:26-33.
  40. Boxma H, Broekhuizen T, Pakta P, et al. Randomised controlled trial of single-dose antibiotic prophylaxis in surgical treatment of closed fractures: the Dutch Trauma Trial. Lancet 1996;347:1133-1137.
  41. Pitt HA, Postier RG, MacGowan AW, et al. Prophylactic antibiotics in vascular surgery: topical, systemic or both? Ann Surg 1980;192:359-364.
  42. DaCosta A, Kirkorian G, Cuccherat M, et al. Antibiotic prophylaxis for permanent pacemaker implantation, a metaanalysis. Circulation 1998;97:1796-1801.
  43. Waldwogel FA, Vaudaux PE, Pittet D, et al. Perioperative antibiotic prophylaxis of wound and foreign body infections: microbial factors affecting efficacy. Rev Infect Dis 1991; 13(Suppl):782-789.
  44. Kaiser AB. Overview of cephalosporin prophylaxis. Am J Surg 989;155:52-55.
  45. Shapiro M, Townsend TR, Rosner B, et al. Use of antimicrobial drugs in general hospitals: patterns of prophylaxis. N Engl J Med 1979;301:351-355.
  46. Cainzos M, Lozano F, Balibrea JL. La infection postoperatoria: estudio multicentrico, prospectivo y controlado[postoperative infection: multicentric, prospective and controlled study]. Cir Esp 1990;48:481-490.
  47. The EU Hernia Trialists Collaboration. Repair of groin hernia with synthetic mesh. Meta-analysis of randomized controlled trials. Ann Surg 2002;235:322-332.
  48. The EU Hernia Trialists Collaboration. Mesh compared with non-mesh methods of open groin hernia repair: systematic review of randomized controlled trials. Br J Surg 2000;87: 854-859.
  49. Wrijland WW, van den Tol MP, Luijendijk RW, et al. Randomized clinical trial of non-mesh versus mesh repair of primary inguinal hernia. Br J Surg 2002;89:293-297.
  50. Rutkow IM. Demographic and socioeconomic aspects of hernia repair in the United States in 2003. Surg Clin North Am 2003;83:1045-1051.
  51. Cruse PJ, Ford R. The epidemiology of wound infection: a 10- year prospective study of 62,939 wounds. Surg Clin North Am 1980;60:27-40.
  52. Mann DV, Prout J, Havranek E. Late onset deep prosthetic infection following mesh repair of inguinal hernia. Am J Surg 1998;176:12-14.
  53. Taylor SG, O'Dwyer PJ. Chronic groin sepsis following tension-free inguinal hernioplasty. Br J Surg 1999;86: 562-565.
  54. Perez AR, Roxas MF, Hilvano SS. A randomized, double-blind, placebo-controlled trial to determine effectiveness of antibiotic prophylaxis for tension-free mesh herniorrhaphy. J Am Coll Surg 2005;200:393-398.
  55. Condon RE, Wittmann DH. The use of antibiotics in general surgery. Curr Probl Surg 1991;28:803-907.
  56. Woods RK, Dellinger EP. Current guidelines for antibiotic prophylaxis of surgical wounds. Am Fam Physician 1998;58: 2731-2740.
  57. Rutkow IM, Robbins AW. Tension-free inguinal herniorrhaphy: a preliminary report on the mesh-plug technique. Surgery 1993;114:3-8.
  58. Bailey IS, Karan SE, Toyn K, et al. Community surveillance of complications after hernia surgery. BMJ 1992;304:469-471.
  59. Holmes J, Readman R. A study of wound infections following inguinal hernia repair. J Hosp Infect 1994;28:153-156.
  60. Wittmann DH, Schein M, Condon RE. Antibiotic prophylaxis in wall hernia surgery: never, always, or selectively? Probl Gen Surg 1995;12:47-55.
  61. Amid PK, Shulman AG, Lichtenstein IL. Critical scrutiny of open “tension-free” hernioplasty. Am J Surg 1993;165: 369-371.
  62. Lichtenstein IL, Shulman AG, Amid PK. Use of mesh to prevent recurrence of hernias. Postgrad Med 1990;87: 155-158.
  63. Lichtenstein IL, Shulman AG, Amid PK, et al. The tensionfree hernioplasty. Am J Surg 1989;157:188-193.
  64. Shulman AG, Amid PK, Lichtenstein IL. The “plug” repair of 1402 recurrent inguinal hernias. Arch Surg 1990;125: 265-267.
  65. Shulman AG, Amid PK, Lichtenstein IL. Prosthetic mesh plug repair of femoral and recurrent inguinal hernias: the American experience. Ann R Coll Surg Engl 1992;74:97-99.
  66. Shulman AG, Amid PK, Lichtenstein IL. Patch or plug for groin hernia: which? Am J Surg 1994;167:331-336.
  67. Simchen E, Rozin R, Wax Y. The Israeli study of surgical infection of drains and the risk of wound infection in operations for hernia. Surg Gynecol Obstet 1990;170: 330-337.
  68. Taylor EW, Duffy K, Lee K, et al. Surgical site enfection after groin hernia repair. Br J Surg 2004;91:105-111
  69. Gilbert AI, Felton LL. Infection in inguinal hernia repair considering biomaterials and antibiotics. Surg Gynecol Obstet 1993;177:126-130.
  70. Wantz GE. Experience with tension-free hernioplasty for primary inguinal hernia in men. J Am Coll Surg 1996;183: 351-356.
  71. Ranaboldo CJ, Karan SE, Bailey S, et al. Antimicrobial prophylaxis in clean surgery: hernia repair. J Antimicrob Chemother 1993;31(Suppl B):35-41.
  72. Sanderson PJ. Assesseng the role of prophylactic antibiotics in clean surgery. J Hosp Infect 1999;42:7-9.
  73. Mozilo N, Grico D, Pescini A, et al. Chemoprophylaxis in the surgical ward: results of a national survey in Italy. Eur J Epidemiol 1988;4:357-359.
  74. Codina C, Trilla A, Riera N, et al. Perioperative antibiotic prophylaxis in Spanish hospitals: results of a questionnaire survey. Infect Control Hosp Epidemiol 1999;20:436-439.
  75. Heineck I, Ferreira MB, Schenkel EP. Prescribing practice for antibiotic prophylaxis for 3 commonly performed surgeries in a teaching hospital in Brasil. Am J Infect Control 1999;27: 296-300.
  76. Sanchez-Manuel FJ, Seco-Gil JL. Antibiotic prophylaxis for hernia repair. The Cochrane database of Systemic Reviews; John Wiley & Sons 2004[Issue 4. Art. No.: CD003769.pub2.-doi:10.1002/14651858.CD003769.pub2. This version first published online: 18 October 2004].
  77. Andersen JR, Burcharth F, Larsen HW, et al. Polyglycolic acid, silk, and topical ampicillin. Their use in hernia repair and cholecystectomy. Arch Surg 1980;115:293-295.
  78. Evans C, Pollock AV. The reduction of surgical wound infections by prophylactic parenteral cephaloridine. A controlled clinical trial. Br J Surg 1973;60:434-437.
  79. Lazorthes F, Chiorasso P, Massip P, et al. Local antibiotic prophylaxis in inguinal hernia repair. Surg Gynecol Obstet 1992;175:569-570.
  80. Morales R, Carmona A, Paga´n A. Utilidad de la profilaxis antibio´tica en la reduccio´n de la infeccio´n de herida en la reparacio´n de la hernia inguinal o crural mediante malla de prolipropileno[utility of antibiotic prophylaxis in reducing wound infection in inguinal or femoral hernia repair using polypropylene mesh]. Cir Esp 2000;67:51-59.
  81. Otezia F, Ciga MA, Ortiz H. Profilaxis antibio´tica en la hernioplastia inguinal[antibiotic prophylaxis in inguinal hernioplasty]. Cir Esp 2004;75:69-71.
  82. Aufenacker TJ, van Geldere D, van Mesdag T, et al. The role of antibiotic prophylaxis in prevention of wound infection after Lichtenstein open mesh hernia repair of primary inguinal hernia. A multicenter double-blind randomized controlled trial. Ann Surg 2004;240:955-961.
  83. Celdra´n A, Frieyro O, dla Pinta JC, et al. The role of antibiotic prophylaxis on wound infection after mesh repair under local anesthesia on an ambulatory basis. Hernia 2004;8:20-22.
  84. Badia JM, de la Torre R, Farre M, et al. Inadequate levels of metronidazole in subcutaneous fat after standard prophylaxis. Br J Surg 1995;82:479-482.
  85. Terzi C. Antimicrobial prophylaxis in clean surgery with special focus on inguinal hernia repair with mesh. J Hosp Infect 2006;62:427-436.