Özet
Suture materials are used in surgery widely to keep the wound together and give needed support until the healing is achieved. They are a member of the main supports for wound healing. Despite their importance in surgery their properties and usage areas are not known well by doctors, even by surgeons. To make the correct decision in choosing the appropriate suture, the type and strength of the tissue, healing time of the tissue, properties of the suture material, iinteraction between the suture and tissue must be well known. In this paper the main purpose is to inform about these properties and needle selection criteria.
Dikiş materyali cerrahide yara iyileşmesi süresince yarayı bir arada tutmak ve gereken desteği sağlamak amaçları ile kullanılır. Yara iyileşmesini etkileyen başlıca faktörler cerrahi teknik, kan dolaşımı, mekanik stres, dikiş materyali, dikiş tekniği, radyoterapi, infeksiyon ve sistemik etkenlerdir[1]. Dikiş materyali seçimini etkileyen ana faktörler, dikiş konulacak dokunun tipi ve gücü, dokunun iyileşme süresi, dikiş materyalinin özellikleri, dikiş ve doku arasındaki etkileşimdir[2].
Amerika Birleşik Devletleri'nde 19 hastane ve 699 cerrah ile yapılan bir klinik çalışma neticesinde; dikiş materyalinin seçiminin bilimsel kriterlerden çok, sübjektif kriterler ve alışkanlıklar doğrultusunda yapıldığı saptanmıştır. Çalışmanın sonuç bölümünde dikiş tercihinin bilimsel kriterlere dayalı yapılmasının önemi vurgulanmıştır[3].
Bu kriterler:
• gerilim gücü
• dokudan geçiş kolaylığı
• düğüm emniyeti
• dikişin dokuyu sürüklemesi
• dokudaki kısa ve uzun dönem reaksiyonlar
• sütürün ele gelişi, kullanım kolaylığı ve paketten minimum hafıza ile çıkmasını sağlayacak paketleme özelliği olarak sıralanabilir.
Cerrahide dikişlerden bahsedilirken iki ana bölüm söz konusudur: İğneler ve iplikler.
İdeal bir iğneden beklenen özellikler, iğnenin bükülmeyecek kadar sert, fakat kırılmadan bükülecek kadar esnek olması, minimal doku travması oluşturması, yüksek keskinlik, korozyona ve paslanmaya karşı dirençli, dengeli, sıyrılmaya dayanıklı ve steril olmasıdır[4].
Cerrahi iğneler paslanmaz çelikten imal edilirler, korozyona yüksek direnç taşırlar. Tüm gerçek paslanmaz çelik iğneler en az yaklaşık %12 krom içerirler, bu yüzeyde oksijene karşı koruyucu, ince bir krom oksit tabaka sağlar. Buna yüksek miktarda nikel ilavesi bükülme ve kırılmaya daha yüksek direnç sağlar[5].
İğneler eğim açısına göre numaralandırılırlar (Şekil 1).
1/4= 90°, 3/8= 135°, 1/2= 180°, 5/8= 225°
• Düz iğneler: cilt dikişleri, gastrointestinal sistem, oral ve nazal boşluk, farinks ve tendon dikişlerinde,
• Yarı kıvrımlı (half- curved) iğneler cilt dikişlerinde,
• 1/4 yuvarlak iğneler göz operasyonları ve mikrocerrahide,
• 3/8 yuvarlak iğneler cilt dikişleri, göz, fasya, sinir, damarlar, dura, gastrointestinal sistem, periost, kas, miyokard, genitoüriner sistem, tendon ve plevra dikişlerinde,
• 1/2 yuvarlak iğneler göz, kas, biliyer sistem, gastrointestinal sistem, genitoüriner sistem, solunum sistemi, deri, ağız ve nazal boşluk, farinks ve periton dikişlerinde,
• 5/8 yuvarlak iğneler genito üriner sistem, kardiyovasküler sistem, oral ve nazal boşlukta,
• Compound (bileşik) iğneler gözün ön segmenti, ağız cerrahisi, plastik ve vasküler cerrahide kullanılır[6].
Delikli iğne dokudan geçerken daha fazla yer açar, doku çekişi fazla olduğundan travmayı arttırır. Atravmatik iğneler çok daha az doku travması oluştururlar.
İğne keskinliğini sağlamada telin bileşimi, fiziksel özellikleri, çapı, iğnenin dizaynı, iğne ucunun şekli, üretim işlemi, iğne yüzeyinin tamamlanması önemli faktörlerdir.
Keskin uçlu iğnelerin keskinliği elektrohoning (elektronik bileme), iğne ucu konfigurasyonunun ve açılarının inceltilmesi ve silikon kaplama sağlayarak arttırılmaktadır. İğne elektronik olarak işlendiğinde yüzeyi pürüzsüzleştirilmekte ve uçları keskinleştirilmektedir[5].
İğne kullanımında şu özelliklere dikkat edilmelidir; porteqü iğneye dıştan bir, içten iki noktada temas etmelidir, porteqü kuyruktan 1/3 boy mesafesinde olmalıdır. Silikonla kaplı olanlar dokudan rahat geçerler. Deri hariç her türlü dokuda yuvarlak iğne kullanılır. İğnenin kırılma payı yüksek olmalıdır. Şekil alma özelliği en az olmalıdır. Kıvrılmaya ve deformasyona karşı dirençli olmalı, kırılmamalıdır.
İğneler ile ipliğin birleştirilmesi laser ile oluşturulan delikler aracılığı ile olabilir. Laserle yapılan işlem iğne ve iplik çapları birbirine çok yakın olduğu için tercih nedenidir. Laserle delinmiş iğnelerin delik derinliği az olduğundan porteqü ile tutulduğunda kullanım mesafesi fazla olur. Kanallı iğnelerin delik derinliği çok olduğundan porteqü ile tutulduğunda kullanım mesafesi kısa olur[7].
İpliklerin özelliklerine göre kullanım yerleri belirlenir. Kullanım alanlarını belirlemek için bazı tanımlamaları da bilmek gereklidir.
Gerilim gücü dikişin yapısını bozmadan, iki ucunda tam bir kesit olacak şekilde kopması için gereken kuvveti ‘kopma kuvvetini' tanımlar. Gerilim gücü kaybı ile emilim hızı azalması aynı kavramlar değildir. İpliğin gerilim gücü dokunun gerilim gücünü aşmamalıdır. Dokular ne kadar gerilim altındaysa kullanılan iplik de o kadar yüksek gerilim gücünde olmalıdır. Yüksek gerilimli dokularda- yaralarda ince ve gerilim gücü düşük iplikler kullanılmamalıdır.
Dikiş malzemesinin erime hızıyla gerilme direnci kayıp hızı arasında bir ayrım yapılmalıdır. Erime hızı ve gerilme direnci kaybı hızı terimleri birbirlerinin yerine kullanılamaz. Erime hızı geç aşamada ortaya çıkan dikiş komplikasyonları konusunda önemli olsa da, dikişin birincil görevi yani iyileşme döneminde dokuları birbirine yakın tutma özelliği düşünüldüğünde, gerilme direnci kaybının hızı cerrahlar için çok daha büyük önem taşımaktadır.
Eriyebilen bir dikişin canlı ortamdaki gerilme direnci değerlendirilirken, üreticinin başlangıçtaki gerilme direncinin korunma yüzdesinin yerine tutma kapasitesine ilişkin spesifik ölçümler verilmelidir.
USP tarafından sentetik eriyebilen dikiş malzemeleri için gerilme direnci standartları belirlenmiştir. Üreticilerin bu standartları gerilme direncini açıklamak için kullanmaları durumunda, cerrahlar dikiş performansını değerlendirmek için geçerli bir klinik perspektife sahip olabilecektir.
USP standartlarının kullanılması, özellikle sentetik dikişlerin başlangıçtaki gerilme dirençleri arasında ciddi farklılıklar olduğunda büyük önem kazanmaktadır.
Plastisite (şekil alabilme) ipliğin gerilme veya çekilmesinden sonra yeni aldığı şekil ve boyu koruma özelliğidir.
Elastisite (elastikiyet) ipliğin gerilme veya çekilmesinden sonra orijinal şekil ve boya dönebilme özelliğidir.
Hafıza düğümle veya germe ile şekli bozulan ipliğin ilk- orijinal haline dönebilme özelliğidir, plastisite ve elastisite ile ilgilidir.
Pliabilite (esneklik) ipliğin eğilip bükülebilme, katlanabilme özelliğidir.
Sürtünme katsayısı ipliğin doku ile kendisi arasında oluşan direnç ölçüsüdür, kayganlığı belirtir.
İplikler şekline göre mono veya multiflaman olarak sınıflandırılırlar. Boyutları da USP standartlarına göre değerlendirilir, 7, 6,.... 2, 1, 0, 00(2/0), 000(3/0).......(10/0) gibi, metrik sistemle değerlendirme daha karmaşıktır.
10/0 = 0.020 mm
3/0 = 0.230 mm