Özet

Ektopik meme, memenin normal yerleşim yeri dışında ve aksilladan vulvaya kadar süt çizgisinin herhangi bir yerinde görülebilir. Glanduler parankim içeren ektopik memelerde de, normal memelerde olduğu gibi, kistler, adenofibromlar ve az oranda da karsinomlar görülebilir. Bu yazımızda ektopik meme kanseri olan bir kadın olgumuzu sunuyoruz. Hastamız sol memesinin inferiorunda, kostal arkus bölgesinde yerleşmiş olan ektopik memesinde sertleşme, derisinde gerginlik, renginde koyulaşma yakınmalarıyla başvurmuş, yapılan Tru-cut biopsisinde “İnvaziv lobüler karsinom” tespit edilmiştir. Hastaya ektopik sol mastektomi ve düzey I-II aksilla diseksiyonu yapılmış, ardından kemoterapi+radyoterapi+hormon tedavisi programına alınmıştır. Hastamızın şu sırada durumu iyi olup, R1 rezeksiyon yapılmış olmasına rağmen, lokal nüks veya uzak yayılım belirtisi yoktur.

Giriş

Ektopik meme, memenin normal yerleşim yeri dışında ve embriyolojik meme tomurcuğunun gelişiminin tamamlanmaması sonucunda, süt çizgisinin herhangi bir yerinde, aksilladan vulvaya kadar, görülebilir. Ailesel geçiş söz konusu olup nadiren meme kanseri geliştiği de bildirilmiştir. Bu yazımızda ektopik meme kanseri nedeniyle ameliyat ettiğimiz bir olgumuz sunulmuştur.

Olgu Sunumu

Kırk bir yaşındaki kadın hasta Ağustos 2010’da sol memesinin aşağı tarafında, 7-8 aydan beri var olan sertlik, koyu kahverengiye çalan renk değişikliği ve, bölgede gerginlik hissi ile başvurdu. Yapılan meme muayenesinde, her iki meme normal idi. Sağ aksilla muayenesi doğal, sol aksillada ise 2x2 cm sert, mobil lenf nodülleri mevcuttu. Soldaki ektopik meme, arcus costarumun ön tarafında, çevresi koyu kahverengileşmiş çevre derisi gergin ve bu gergin derinin altında 2x2 cm’lik sert bir doku halinde idi (Şekil 1).

Mamografide her iki meme normaldi. Meme ultrasonagrafisinde (US) ise her iki meme normal, ancak sol memenin aşağısında ektopik meme olduğu bildirildi. Ektopik memeden tru-cut biyopsi yapıldı. Biyopsinin patolojisi “invaziv lobuler karsinom” olarak bulundu. Hastanın abdominal US’si, torakoabdominal bilgisayarlı tomografisi ve tüm vücut kemik sintigrafisi normal sınırlarda idi. Bu durumuyla hastanın tümörü T4N1M0 olarak değerlendirildi ve hastaya “Sol ektopik mastektomi+düzey I-II aksilla diseksiyonu” uygulandı (Şekil ).

Mastektomi ve aksilla diseksiyonu materyalinin patolojik incelemesi; “Mastektomi materyalinin arka yüzeyinde tümör artıkları tesbit edildi. Ayrıca lenfovasküler invazyon (+), ER %100 +, PR %100 +, C-erb B2: + ve 4/12 metastazlı lenf nodülü olarak tespit edildi.

Bu durumuyla hasta Medikal Onkoloji ve Radyasyon Onkolojisi bölümlerine devredildi. Radyoterapi (RT), kemoterapi (KT) ve endokrin tedavi (ET) şeklinde tedavi programına alınan hasta, halen iyi durumda olup lokal nüks ve uzak yayılım yoktur.

Tartışma

Ektopik (aksesuvar) meme, embriyolojik meme tomurcuğunun gelişiminin tamamlanamaması sonucunda ortaya çıkar ve süt çizgisinin herhangi bir yerinde-aksilladan vulvaya kadargörülebilir [1]. Amastiadan daha sık görülür. Tarihte ilk çağlardan itibaren dikkat çekmiş olup, Efesli Diana heykeli 20 adet ektopik memesi ile sembolik hale gelmiştir [2]. Ektopik meme her üç Şekilde de görülebilir. 1-Çok sayıda memebaşı 2-Çok sayıda memebaşı-areola kompleksi 3-Çok sayıda meme.

Beyaz ırkta ektopik meme %1-4 oranında görülür. Bu anomaliye uzak doğuda daha sık rastlanır. Her iki cinste de görülebilir. Ailesel geçiş vardır. Japon erkeklerinde görülme sıklığını %1,68, Japon kadınlarında %5,19 olarak tespit edilmiştir [2,3]. Bu anormal yapılar en sıklıkla aksillada, ikinci sıklıkla da normal memelerin hemen aşağı bölgelerinde yerleşir. Bu anomaliye yaklaşık %50 oranında iki taraflı olarak rastlanır [2,3]. Bunların dışında nadiren akromial bölgede, skapular bölgede, vulvada toraks ve abdomenin orta hattında da atipik olarak yerleşmiş ektopik memeler rapor edilmiştir [2,4]. Ektopik memeler gebelik ve laktasyonda irileşir, normal duktal sistemleri var ise süt verebilir. Böyle memelerden bebek emzirildiğine dair yazılar mevcuttur [2]. Glanduler parenkim içeren ektopik memelerde de, normal memelerde olduğu gibi, adenofibromlar, kistler ve karsinomlar rapor edilmiştir. Karsinomların nadir görüldüğü yazılmaktadır [1,2,5,6]. Ektopik meme dokusunda nadiren karsinom gelişmesine rağmen duktal, lobüler, medüller, musinöz papiller ve invaziv sekretuvar (juvenil) karsinom çeşitleri yayınlamıştır [1,4,6]. Tedavide geniş eksizyon, düzey I-II aksilla diseksiyonu+radyoterapi (RT)+kemoterapi (KT)+hormon tedavisi- endokrin (ET) uygulandığı görülmektedir [1,5,7]. Hastamıza ektopik mastektomi+düzey I-II aksilla diseksiyonu uyguladık. Ektopik mastektomide de, normal mastektomide olduğu gibi alt ve üst flapler hazırlandı. Altta kas dokusu çok ince olduğu için, kostalara kadar inen bir geniş-derin eksizyon yapıldı. Aksilla diseksiyonu ayrı bir aksillar insizyondan yapıldı (Şekil ).

Ameliyatımız literatürle uyumludur [1,5,6]. Ancak literatürde “Ektopik Mastektomi” terimi yoktur. Kullandığımız terimin ameliyatımızı tam olarak ifade ettiğini düşünüyoruz. Ektopik mastektomi kostalara inecek kadar derin yapılmasına rağmen, mastektomi materyalinin arka yüzeyinde yer yer karsinom artıkları kalmıştır. Bunu hastanın zayıf olmasının yanında bu bölgede ektopik meme dokusu arkasında kalınca bir kas tabakası bulunmaması ve hastanın erken evrede başvurmaması gibi olumsuz koşullara bağlıyoruz. Hastamıza ameliyattan sonra KT+RT+ET planlandı. Hastaya adjuvan olarak 4 kür siklofosfamit 600 mg/m² ve doksorubisin 60 mg/m² sonrası 12 hafta paklitaksel 80 mg/m² verildi. Lenf nodu pozitifliği nedeniyle 50 Gray radyoterapi uygulandı. Sonrasında goserelin 3,6 mg ve tamoksifen 20 mg/gün tedavileri ile hastamız tam remisyondadır. Bu planlama da literatürle uyumludur [1,5,7].

Sonuç

Nadiren görülmeleri nedeniyle, ektopik meme kanserli hastalardaki lokal nüks ve yaşam sürelerine ait bilgilere ulaşmak mümkün olmadı. Sayı arttıkça ve kayıtları dikkatli bir Şekilde tutuldukça bu bilgilere de ulaşmak mümkün olacaktır.