DUODENUM TRAVMALARI DEKOMPRESİF CERRAHİ PROGNOZU ETKİLİYOR MU?
MAHİR AKYILDIZ, AHMET ÇÖKER, CEMAL ALKAN, YILDIRAY YÜZER, ALİ MENTEŞ
Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi, Genel Cerrahi Anabilim Dalı, Hepatopankreatobilier Cerrahi Birimi, İzmir
Özet
Ocak 1982 ile Aralık 1992 tarihleri arasında tedavi edilen 28 duodenum travması olgusu retrospektif olarak incelendi. Bu dönemdeki abdominal travmaların %2.9'unu oluşturan bu hastalar, "travma şiddet skoru"na göre sınıflandırıldı. Serozada avulsiyon şeklindeki duodenum yaralanmaları Grade I olarak değerlendirilirken, tam kat duodenum yırtıkları Grade II, ve duodenum yanısıra başka karın içi organ yaralanması da olan olgular Grade III olarak sınıflandırıldı. Genel mortalite oranı %40'tı. En sık rastlanan ölüm nedeni hemorajik şoktu (%63.6). Grade I yaralanmaların tedavisinde primer sütür yeterli olurken, Grade II ve III hastalar de-kompresyonlu veya dekompresyonsuz olarak tedavi edildiler. İlk 48 saat iğinde olan ve hastanın hemodinamik durumuna bağlı olarak ortaya çıkan ölümler hariç tutulursa, duodenum dekompresyonu yapılan ve yapılmayan hastalardaki mortalite oranı sırasıyla %0 ve 80'di, Bu sonuçlara göre, duodenal dekompresyon eklenmesinin ve erken dönemde Total Parenteral Beslenme (TPB) uygulamalarının hasta sağkalımını olumlu yönde etkilediği kanısındayız