Ertuğrul Göksoy

14 Mayıs 1923'de Sinop'ta doğmuştur. Babası Kurtuluş Savaşında Sinop havalisi Kuvayi Milliye reisi, 1. Dönem Sinop Milletvekili Rıza Vamık Uras (1877 Manastır – 1946), annesi Zehra Uras'tır. Çocuklarının tahsili için aile İstanbul'da Fındıkzade'ye yerleşmiştir. Ali Uras'ın kardeşleri Ecz. Salih Sami Uras, Kim. Y. Müh. Hayrünnisa Besen (Kabataş Erkek Lisesi Kimya Öğretmeni), Hadiye Demirel,Vehibe Ercan ve Emin Uras'tır.

İlkokulu Sinop'ta, orta ve lise eğitimini İstanbul Kabataş Erkek Lisesinde tamamlayan Ali Uras, 1941 yılında liseden mezun olarak İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesine girmiş, 1947'de doktor olmuştur. Mezuniyetten hemen sonra İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi II. Şirürji Kliniği'nde Ord. Prof. Dr. A. Kemal Atay (Kara Kemal)'ın yanında volonter asistan olarak 1,5 yıl çalışmış, 1948 yılında fahri asistan kadrosuna tayin olmuştur. İkibuçuk yıl asistan olarak çalıştıktan sonra askerlik hizmetini Ankara'da Kara Harp Okulunda tabip yedek subay olarak tamamlamıştır. Daha sonra 1951'de ikiye ayrılan aynı klinikte, yeni ismiyle II. Cerrahi Kliniği'nde Ord. Prof. Dr. A. Kemal Atay'ın yanında çalışmaya devam etmiş, bir süre yurt dışında, Amerika Birleşik Devletlerinde çeşitli çalışmalarda bulunmuştur. Dönüşünden sonra 22 Aralık 1955'de cerrahi uzmanı olmuştur. 30 Aralık 1955'te aynı klinikte uzman olarak kadroya geçmiştir. Bir süre daha Amerika Birleşik Devletleri'nde kalan Uzm. Dr. Ali Uras, 1959'da hazırladığı “Hipersplenizm gösteren splenomegalilerin karaciğer ve portal hemodinamiğe tesirleri” teziyle 11 Kasım 1960 tarihinde doçentlik sınavını vermiştir. 30 Kasım 1960'da doçent kadrosuna atanmıştır. Bu tarihten itibaren İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi II. Cerrahi Kliniğinde, daha sonra 2. Cerrahi Kürsüsünde Başkan Prof. Dr. Halit Ziya Konuralp ile birlikte çalışmaya devam etmiştir. 5 Mayıs 1967 tarihinde Tıp Fakültesi ayrılmadan önce, üniversite Profesörü ünvanını almıştır. 23 Kasım 1968 tarihinde İstanbul Tıp Fakültesi'nde Profesör kadrosuna tayin olmuştur.

1974 ile 1977 yılları arasında 2.Cerrahi Kürsüsü Başkanlığını yapmıştır.

1989 yılında uzun süredir yürüttüğü klinik ve cerrahi faaliyetlerinin konusu olan “Karaciğer, Safra Yolları ve Pankreas Cerrahisi Birimi”nin kurucusu olmuş, kurduğu birimde hayali olan karaciğer naklinin gerçekleşmesini sağlamıştır (Milliyet Gazetesi, 12.04.1968: “ Prof. Dr. Ali Uras karaciğer nakline hazırlanıyor ”).

23 Eylül 1988 ile 14 Mayıs 1990 tarihleri arasında İstanbul Tıp Fakültesi Cerrahi Tıp Bilimleri Bölüm Başkanı olarak görev yapmış, 14 Mayıs 1990 tarihinde yaş haddinden emekli olmuştur.

5 Mayıs 2012 tarihinde vefat etmiştir. 7 Mayıs 2012 tarihinde İstanbul Zincirlikuyu Mezarlığında ebedi istirahatgâhına defnedilmiştir.

İngilizce ve Almanca bilen Prof. Dr. Ali Baki Uras, 1945'ten beri Şükran Uras ile evli olup 5 çocuk babasıdır (Jülide Dikbaş, Nilgün Sağlam, Zehra Esen, Esra Uras ve Rıza Uras).

Türk Plastik Cerrahi Derneği, daha sonra adı değişen Türk Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Derneği'nin 1961 yılında Kurucu Üyelerindendir. Türk Hepato-Pankreato-Bilier Cerrahi Derneği'nin 2007 yılında Onursal Üyeliğine seçilmiştir.

1940'da Kabataş Erkek Lisesinde basketbol oynamaya başlayan Ali Uras, oyuncu ve takım kaptanı olarak Galatasaray Basketbol Takımında (1942- 1954) oynamış, 1947'den itibaren A Milli Basketbol Takımında uluslar arası şampiyonalarda, 1952 Helsinki Olimpiyat Oyunları'nda milli takım formasını giymiştir. 49 kez milli olmuştur. 1954 yılında basketbola veda etmiştir. Daha sonra antrenörlük görevlerinde bulunmuştur.

Yönetim kurullarında görev aldığı Galatasaray Spor Kulübü'nde 1979 ile 1986 yılları arasında Başkan olarak çalışmıştır. Bu dönemde de kurumsallaşma konusunda büyük hizmetleri olmuştur. Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı olarak da 1986-1987 yılları arasında hizmet etmiştir.

Türk Cerrahisininin gelişiminde büyük emekleri olan Hocamız Prof.Dr. Ali Uras'ın anısı önünde saygıyla eğilirken gösterdiği hedefte ilerlemeye devam edeceğiz.

Kendisinin yanında kısa bir süre çalışmış olma şerefini yakalamış biri olarak, şimdiye kadar olduğu gibi amaçları doğrultusunda Türk Cerrahisine hizmet etmeyi bir vazife ve borç bilirim. Hepimiz onu daima saygı ve özlemle hatırlayacağız.

Prof.Dr. Ertuğrul Göksoy